15 Mayıs 2015 Cuma

Bağdat Caddesi

Bağdat Caddesi

Kadıköy hazır kıta!














Bağdat Caddesi ya da kısaca "Cadde" İstanbul'un Asya kıtası'nda bulunan; Kadıköy Belediyesi sınırları içerisinde;Kızıltoprak'tan başlayarak; Maltepe Belediyesi sınırlarındaki Cevizli'ye kadar uzanan ünlü bir caddedir.

Osmanlı Öncesi

Osmanlı İmparatorluğu döneminde; İstanbul'un fethedilmesinden de önce; Bizans İmparatorluğu'nu Anadolu'ya bağlayan bir yol olarak; ticaret kervanları ve ordular tarafından kullanılırdı.[kaynak belirtilmeli]

Osmanlı Sonrası

Osmanlı'nın İstanbul'u ele geçirmesinden sonra; Anadolu'ya doğru yapılacak sefer hazırlıklarını da günümüzde artık varolmayan ama isminde bir garı olan Haydarpaşa Çayırı'nda toplanır ve hazırlanırdı. Bu vesile ile; Osmanlı Ordusu için de oldukça önemliydi.

Yolun Bağdat ismini alması

Ancak o dönemde Bağdat yolu daha değişikti; Üsküdar Meydanı'nda başlar, Karacaahmet Mezarlığı ve Haydarpaşa Çayırı'ndan geçerekBostancı Köprüsü'ne ulaşan bir güzergahta idi.Bağdat caddesi'nin ismi ise IV. Murat dönemine denk gelir. Irak'ın Bağdat'ı geri alabilmek için "Bağdat Seferi" düzenlenir. Osmanlı bu savaştan zaferle döndükten sonra; İstanbul'dan sefere çıkarken gittiği yol da Bağdat ismini alır.
Günümüzdeki mevcut Bağdat Caddesi üzerinde de; Osmanlı döneminde çeşmeler ve namazgahlar vardı: Haydarpaşa Çayırı'nda bulunan Ayrılık Çeşmesi, yıkıldıktan sonra adlarını bulundukları semtlere veren Söğütlüçeşme ve Selamiçeşme.

Zenginlerin Bağdat Caddesi'ne taşınması

Bağdat Caddesi'nin zengin insanların muhiti olmasının sebebi de; II. Abdülhamit dönemine dayanır. Padişah'ın sarayına yakın oturmak isteyen paşalar, devlet görevlileri ve zengin tüccarlar; Kadıköy'de arazi alarak köşkler, konaklar ve evler yaptırmışlardır. Günümüzde bu evlerden azı hala mevcuttur; ancak bunlar Bağdat Caddesi'nin ilk evleridir.

I. Dünya Savaşı Sonrası

Bağdat Caddesi'nin güzergahı Osmanlı döneminde olmuştur; o dönemin İstanbul Belediyesi (Şehremaneti) 1918'de Kurbağalıdere ile Kızıltoprak arasını Bağdat Yolu olarak göstermiş; ancak 1934'de Kızıltoprak'tan başlıyarak Pendik'e kadar uzanan cadde Bağdat Caddesi ismini almıştır.
I. Dünya Savaşı'ndan önce Bağdat Caddesi Arnavut kaldırımı taşları ile süslüydü. Ancak, araçların daha rahat hareket edebilmesi için bu taşlar kaldırılmış yerine asfalt dökülmüştür.
Arnavut kaldırımlarının olduğu dönemde de; Kızıltoprak'dan Bostancı'ya kadar uzanan bir yol mevcuttu. Kadıköy'de Haydarpaşa'dan Bostancı'ya gitmek için; faytonlu arabalarla ulaşım gerçekleşirdi.

Cumhuriyet Sonrası

İlerki dönemlerde; Altıyol'dan başlayarak Bostancı'ya kadar uzanan bir tramvay hattı da mevcuttu. Bu tramvay sırasıyla; İskele, Altıyol, DereağzıKızıltoprakSelamiçeşme,ÇiftehavuzlarGöztepeCaddebostanŞaşkınbakkalSuadiye ve Bostancı güzergahını kullanırdı.
Mustafa Kemal Atatürk, ilk olarak Bostancı'da Cavit Paşa Köşkü'ne, ardından Moda'daki Halk Gazinosu'na, ve Dereağzı'ndaki Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Denizcilik Lokali de başta olmak üzere birçok yere uğramış Bağdat Caddesi'ne birçok kez gelmiştir.

Günümüzde Bağdat Caddesi

Günümüzde Bağdat Caddesi Kızıltoprak'tan başlayarak Maltepe ilçesine kadar uzanır. Eskiden daha çok insanların oturduğu binalar bu cadde üzünde bulunurken; günümüzde özellikle Suadiye'den başlayarak Caddebostan'a kadar uzanan bölgede mağazalar ve işyerleri yerini almıştır. Türkiye'nin ve Dünya'nın birçok başlıca markalarının Bağdat Caddesi'nde en az bir adet mağazası mevcuttur. Kiraları ise oldukça pahalıdır. Normal şartlar altında boş dükkân olmamasına karşın, 2008 küresel ekonomik krizi sırasında bu mağazaların bir kısmının kapandığı, bir kısmınınsa "kiralık" ibaresi taşıdığı görülmüştür. Bu süreçte Bağdat Caddesi'nde kira düşüşleri %3 kadar olsa da, Nişantaşı'nda bu oran %40'lara varmıştır[1].
Cadde günümüzde tek yönlüdür; trafik Bostancı'dan Kadıköy'e doğru akar. Kızıltoprak BP petrol istasyonundan sonra ise bariyerlerin ayırdığı çift yönlü bir yol olur. Bu bölümde uzun yıllar boyunca yer alan ortadaki tercihli şerit, 2013 yılında kaldırılmış ve yolun her iki yönü genişletilmiştir.
İsmi dönemle popüler olduğu için; başka şehirlerde de Bağdat Caddesi isminde caddeler bulunmaktadır. (Misal olarak Kayseri'deki 3 kilometrelik Bağdat caddesi)
Kadıköy Belediyesi tarafından 1994 yılından bu yana yapılan 29 Ekim Cumhuriyet yürüyüşünde cadde trafiğe kapanır ve halk Suadiye'den başlayarak Göztepe'ye kadar Bağdat Caddesinde yürür. Ayrıca Fenerbahçe Spor Kulübü şampiyon olduğu zamanlarda da bu caddede geniş kutlamalar olur.
Kaldırımları Kadıköy Belediyesi tarafından 2005'te genişletilerek yayalar için daha elverişli bir hale getirilmiştir.

Kalamış, Kadıköy

Kalamış, Kadıköy

Kalamışİstanbul'un Anadolu yakasında Kadıköy ilçesinde bir semt ve aynı isimde bir koydur.
KurbağalıdereKızıltoprakFeneryolu ve Fenerbahçe arasındadır. Büyük bir marinası ve parkı vardır. Bazı gece kulüpleri ve lokantalar da bulunur. Galatasaray Spor Kulübü'nün Galatasaray Kalamış Tesisleri de burada bulunur.
Kurbağalıdere Kalamış Koyu'na dökülmektedir. Kurbağalıdere'nin koya döküldüğü yerde Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Dereağzı Tesisleri vardır.
Güftesi Behçet Kemal Çağlar'a ve bestesi de Münir Nurettin Selçuk'a ait;
"Yok başka yerin lütfu ne yazdan, ne de kıştan;
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan" mısraları ile başlayan bestesi ünlüdür.

Kalamış Parkı

Kalamış Parkı, İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinin Kalamış semtinde Münir Nurettin Selçuk Caddesi üzerinde Marmara Denizi kıyısında yer alan bir park. Kalamış Parkında futbolbasketbol ve tenis sahası, çocuk bahçesi, köpek gezdirme alanı ve benzeri tesisler bulunur.

Haydarpaşa, Kadıköy

Haydarpaşa, Kadıköy

Haydarpaşaİstanbul'un Kadıköy ilçesinde Haydarpaşa Garı ve çevresindeki alana verilan ad.

Adını türbesi burada bulunan Haydar Baba isimli bir yeniçeriden geldiği sanılmaktadır. İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi ile birleştiği noktada, denize kıyısı olan bir semttir. İdari olarak Kadıköy'ün Rasimpaşa mahallesi sınırları içinde kalmaktadır. Semtin neredeyse tamamı deniz dolgu alanı olup , kamu binalarıyla kaplı bu binalardan pek çoğu tarihî niteliktedir. İstanbul'u Anadolu'ya ve Asya'ya bağlayan demiryolu hattının başlangıç noktası olan ve adını semtten alan Haydarpaşa Garı ve Haydarpaşa Limanı, semtin simgesi konumundadır.
Kendisi de önemli bir merkez olan Haydarpaşa semtinin çevresinde, Anadolu yakasının en işlek noktaları yer almaktadır. Kuzeydoğusunda İstanbul'un Anadolu yakasındaki en büyük otobüs terminaline ev sahipliği yapan Üsküdar'ın Harem semti, doğusunda Acıbadem ve Koşuyolu, güneydoğusunda ise yakanın en büyük merkezlerinden Kadıköy vardır.

Önemli yerler

Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma, çoğunluğu 19. ve 20. yüzyıllarda yapılmış pek çok bina bu semtte yer almaktadır. Haydarpaşa Garı ve yine garı işleten kurum olan TCDD'nin sahibi olduğu İstanbul'un ve Marmara Bölgesi'nin en büyük konteyner limanı olan Haydarpaşa Limanı uluslararası düzeyde tanınan yerlerdendir.[1] Semtteki diğer önemli adresler arasında Haydarpaşa Numune HastanesiGülhane Askerî Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi[2]Siyami Ersek Hastanesi,[3] Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Haydarpaşa yerleşkesi,[4] Haydarpaşa Teknik Okulları[5] ve Kırım Savaşları esnasında kurulanHaydarpaşa İngiliz MezarlığıHaydarpaşa Camii ve gar binasının kuzeydoğusunda bulunan Haydar Baba Türbesi sayılabilir.

Ulaşım

Adalar

Adalar, Dördüncü Zaman başlarındaki yerkabuğu hareketleri sırasındaboğazlar açılıp Trakya-Kocaeli penepleninin güney kesimleri sularla kaplanırken, peneplenin su üstünde kalmış parçalarıdır. Adaların, Kocaeli Yarımadası'nın batısını kapsayan eski bir kitlenin parçaları oldukları, coğrafi konumları ve jeolojik yapı özelliklerinin yanı sıra, bölgenin denizaltı topografyasından da anlaşılmaktadır. Burada, güneydoğuya doğru derinleşen bir platform Kocaeli Yarımadası'na doğru yavaş yavaş yükselerek Büyükada ile Dragos arasında 10-15 m derinlikte bir sırt haline gelir. Yapılan ölçüm ve araştırmalar, bütün adalar arasında, sular altında kalmış eski bir nehrin vadileri olduğu sanılan olukların; adaların kuzeybatısında da, Boğaziçikanalının devamı olduğu tahmin edilen bir oluğun varlığını göstermektedir.
Adalar çeşitli yükseklikteki tepelerden oluşur. Büyükada'nın, Yüce (Aya Yorgi): 203 m, İsa (Hristos): 163 m, Tepeköy (Nevruz): 150 m, Avcı: 145 m'lik dört tepesi; Heybeli'nin Değirmen: 136 m, Köy 128 m, Makarios 98 m, Ümit 85 m yükseklikteki dört tepesi; Burgazadası'nın 170 m'lik Bayrak (Hristos) Tepesi, Kınalı'nın Çınar: 115 m, Teşvikiye: 115 m, Manastır: 93 m'lik üç tepesi vardır. Sedefadası 55 m'lik, Yassıada 46 m, Sivriada 90 m, Kaşıkadası 13 m, Tavşanadası da 40 m'lik birer tepeye sahiptirler. Adalarda akarsu ve göl yoktur.
Adaları merkez ve çevre olarak iki büyük gruba ayırmak mümkündür: Büyükada, Haybeliada, Burgaz ve Kaşıkadası merkez grubudur. Bu adalar, çevredeki Sedefadası, Tavşanadası, Yassıada, Sivriada ve Kınalıada'dan daha yüksektir.
Adalar'ın İstanbul'a uzaklıkları, en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak üzere 7 deniz miliyle 13,5 deniz mili (25 km) arasında değişir. Yassıada ile Sivriada hariç Adalar, en batıdaki Kınalıada'dan en doğudaki Sedef Adası arasında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda 12 km'lik bir hatta dizilidir.
Takımadaları oluşturan 9 ada dışında, Bostancı ile Kınalıada arasında suyun oldukça sığ olduğu bölgede, biri Bostancı, diğeri Maltepe açıklarındaki sığlıkta, üzerlerinde fener bulunan iki kayalık yer alır. Bu kayalıklardan Bostancı'ya yakın olanı Vordonos Adası olarak bilinir. Bu adacığa Yıldız Kayalığı da denir. Maltepe'ye yakın olanının adı ise Dilek Kayalığıdır.[4]
Adaların toprağı, demir oksitli kırmızı topraktır. Kireç tabakalarına karışmış bol miktarda demir filizi toprağa kızıl bir renk verir. Bu toprak, ağaç, meyve, sebze, çiçek tarımına elverişlidir. Çevre maden bakımından zengindir. Büyükada'da, Maden semtinde, eskiden demir çıkartılıp işlendiği; Heybeliada Çamlimanı'nda bakırla karışık demir yataklarının bulunduğu, ayrıca saf bakır madeni çıkarıldığı için adaya "bakır" anlamında Halki adı verildiği, boraks madeninin de bulunduğu bilinmektedir. Günümüzde demir ve bakır madenleri tükenmiş durumdadır.[5]

KIZGIN BOĞANIN TARİHÇESİ

KADIKÖY’ÜN SEMBOLÜ: KIZGIN BOĞANIN TARİHÇESİ

İstanbul’un, öyküsü en garip olan hayvan heykeli Kadıköy’dedir. Bu heykelde kızgın bir boğa göze çarpar. Zavallı hayvanı böylesine öfkelendiren ne olabilir; yağmurlu havalarda yanından geçen ve bir matadorun elindeki pelerine benzettiği kırmızı renkli şemsiyeler mi yoksa, “Bu boğa heykelinin burada ne işi var?” diye düşünmeyen insanlar mı?
kadıköy-boğa-heykeli
Heykel, 1864’de Paris’te heykeltraş İzidor Bonhevr tarafından, Fransız gücünü Almanlara göstermek için yapılmış, Almanlar Fransız’ları yenince boğa heykeli 1871’de Almanya’ya getirilmiştir. Alman Kralı II. Wilhelm’in İstanbul’u ziyareti sırasında II. Abdülhamit’e armağan olarak verilen boğa heykeli Yıldız Sarayı’nın bahçesine konulur ilk önce. O yıllarda hayvan heykelleri bahçelerin, parkların süsü olarak tasarlanmaktadır.
boğa heykeli
Fazla kalmaz heykelimiz orada. Yıldız Sarayı’nın bahçesi, Bilezikçi Çiftliği, Gazi Ahmet Muhtar Paşa Köşkü ve  Mermer Köşk’ü süsler sırasıyla. Boğa heykeli zaman içinde yer değiştirerek, Harbiye’deki Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nin Taksim’e bakan cephesi önüne taşınır. Bir süre de burada kalır ve daha sonra Kadıköy Belediye Başkanlığı’nın önüne taşınır. Daha sonra heykel Belediye Başkanlık binasının yanı başındaki Etibank binasının önüne kaydırılır.
boga-heykeli
O bu yolculuğunu yaparken, İstanbul giderek kalabalıklaşmakta, yeşil alanlar yok edilmektedir. Tüm bu olup bitenlerin, İstanbul’un nasıl da bir beton tarlasına dönüştüğünün farkındadır boğa heykeli. Sonunda Altıyol’daki, birkaç çiçeğin ekildiği ve bir tutam otun yeşerdiği çemberin içine hapsedilir 1987 yılında. Öfkeli duruşuyla da, duyarlı insanların kenti kirleten politikacılara karşı olan tavırlarını ifade etmektedir.

Kadıköy Moda Sahili

Kadıköy Moda Sahili

İstanbul'da Anadolu yakasının en güzel yerlerinden bir tanesidir"Kadıköy Moda Sahili".Geçmiş zamanlarda köşklere ev sahipliği yapan şimdilerde ise onların yerlerini çok katlı binaların aldığı ancak hala İstanbul'un önemli sayfiye yerlerinden olan "Kadıköy Moda Sahili" çekiciliğinden bir şey kaybetmemiş.

Vapurdan indiğiniz andan itibaren sağdan başlayan sahil o kadar uzun ki yürümekten yorulabilirsiniz.Ancak boğaz havasının verdiği huzurla bu yorgunluğu hissetmeyeceksiniz bile.

İsterseniz sahil yoluyla geri dönmeden ara sokakları kullanarak kolay bir şekilde Kadıköy çarşısına çıkabilirsiniz.Sıcak havalarda Moda Sahiline geldiğinizde Modanın meşhur dondurmacısı Ali Ustaya uğramayı ihmal etmeyin sakın.
Son bir not:Eğer sevgiliniz veya eşiniz ile birlikte sahili gezmeye çıkmış iseniz çiçekçi kadınlara dikkat etmenizi öneririm.Bir anda onlarca çiçekçi etrafınızı sarabilir gününüzü zehir edebilir.


Miniatürk İstanbul yazımızda da olduğu gibi bahara hazırlık olması açısından açık hava mekanlarını sizlerle paylaşıyoruz.Bizi takip etmeye devam edin...
Keyifli hafta sonları dilerim...

Kadıköy Anadolu Lisesi

Kadıköy Anadolu Lisesi (kısaca KAL veya eski adıyla Kadıköy Maarif Kolejiİstanbul'un Kadıköy ilçesi Moda semtinde 1955 yılında kurulan, yabancı dille eğitim yapması amaçlanan lise.
Ulusal Başarı ödülüne sahip ilk ve tek öğretim kurumu olan okul, aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi'nin her yıl verdiği en çok öğrenci gönderen okul olarak Ragıp Devres ödülüne en çok hak kazanan okul konumundadır. Bu ödülü uzun süre arka arkaya tek başına almasından ötürü İTÜ bu ödülü 2011 yılından sonra iki okula vermeye başlamıştır.
Sözel derslerin Türkçe okutulduğu okulda; sayısal dersler 2012 yılına kadar İngilizce dilinde verilmekte iken bu tarihten sonra eğitim kadrosunun İngilizce eğitim veremeyeceği dile getirilerek bu dersler Türkçe okutulmaya başlanmıştır (Hazırlık Sınıfı Hariç). Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı TEOG sonucuna göre öğrenci alan okulun, kampüs içinde kız ve erkek öğrencilerin kabul edildiği 180 kişilik bir de pansiyonu bulunmaktadır. Kampüsü konumu itibariyle Kalamış ve Moda manzarasına hakimdir. Okulda öğrenim görenler ve mezunları "Martı" olarak anılır.
Kadıköy Anadolu Lisesi İstanbul' un tek Türkiye'nin ise en eski maarif kolejidir. İlk on yıllık eğitim süresi boyunca öğretim yapılan bina Kapusen tarikatına ait bir manastırdır. Okul ilk mezunlarını 1961 - 1962 yıllarında vermiştir.
Kadıköy Anadolu Lisesi ülkemizdeki;
  • En büyük lise festivalini[1] düzenlemektedir. (KALfest)
  • Kesintisiz İngilizce Hazırlık Eğitimi veren tek devlet orta öğretim kurumudur.
  • Toplam Kalite Yönetimi (TQM) 'ni işleyişe alan ilk devlet lisesidir.
  • Ulusal Kalite Başarı Ödülü takdim edilen ilk orta öğretim kurumudur.
  • En yüksek üniversitelere öğrenci yerleştirme başarısına sahip lisedir.

    Tarihçe

    Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni kurulduğu yıllarda genç cumhuriyete yön verecek üst düzey eğitimli siyasetçi, bilim adamı ve sanatçılar yetiştirmek amacıyla, Bakanlar Kurulu kararı ile meclis kararıyla Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) tarafından Kadıköy ilçesinin Moda semtindeki, günümüzde halen kullanılan kampüsünde "Kadıköy Maarif Koleji" adıyla kurulmuştur. Kurulduğu günden bugüne cumhuriyete hizmet etmiş, dünya çapında tanınan pek çok ünlü mezun vermiştir. Okulun kurulduğu ilk yıllarda koleje zorunlu yatılı olarak yalnız erkek öğrenciler kabul edilirken, 1964 yılından sonra kız öğrenciler de kabul edilmeye başlanmış ve yatılılık zorunluluğu kaldırılarak koleje gündüzlü öğrenciler de kabul edilmeye başlanmıştır.
    "Memleketimizle dünya milletleri arasında günden güne artan kültürel ve ekonomik temaslar ve yurdumuzda büyük bir hızla gelişen iktisadi ve teknik çalışmalar için belli başlı dünya dillerini hakkıyla öğrenen, ilmi çalışmalardan daha geniş ölçüde faydalanmasını bilen gençlere şiddetle ihtiyaç hissedilmektedir". TBMM Tutanak Dergisi (1955 Cilt 5)
    Okulun ilk yıllarında eğitim yapılan ana binası, Kapusen tarikatına ait ahşap bir manastırdı. Bu tarikat Lozan Anlaşmasına girmeyen dinsel bir topluluktu. I. Dünya savaşı sırasında kimsesizler okulu olarak kullanılan bina, İstanbul'a giren işgal kuvvetlerince boşaltılıp Kermelit Rahiplerine verilmiştir. Okul açılma fikrinden sonra bakanlık eski Kadıköy Kız Lisesi'nin bulunduğu araziyi satın almış fakat konumu ve bahçenin elverişliliği üzerine şu anki araziyi kullanma kararı almıştır. Zamanın İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Hayrullah Örs tarafından Kermelit Rahibeleri maddi olarak tatmin edilerek binalar boşaltılmış ve restorasyonu için manastır binası Ankara ve İstanbul Yapı Sanat Enstitülerine verilmiştir. Restorasyon tamamlandıktan sonra kolej 1955 yılında eğitim öğretim hayatına başlamıştır.
    Kolejin ilk ve kurucu müdürü Macit Kılıçeri'dir. Okul 4 hazırlık sınıfı ile eğitim hayatına başlamıştır. Bu ilk hazırlık sınıflarına Fatih Sınıfları adı verilmiştir. Okul, bu değerli müdürünün çabalarıyla kısa sürede eğitim ve sosyal yönden hızla gelişmiş ve Kadıköy Maarif ekolünün temelleri bu yıllarada atılmaya başlanmıştır. Ne yazık ki kolej bu çok değerli müdürünü kısa zamanda kaybetme mutsuzluğunu yaşamıştır. Okulun kurucu müdürü Macit Kılıçeri'nin vefatı üzerine, yine Kılıçeri'nin okul arkadaşı olan Kamil Günel okula müdür olarak atanmıştır. 27 Mayıs Askeri Müdahalesi sonrasında kendisi istemese de Maarif Vekaletine Müfettiş daha sonra İl Milli eğitim Müdürü olarak atanarak yerini Vehbi Güney'e bırakmıştır.
    Okul, üçüncü müdürü Vehbi Güney'in çabalarıyla fen ve matematik derslerinde ilk mezunlarından itibaren önemli başarılar yakalamıştır. Vehbi Bey'in müdürlüğüne kadar sadece yabancı kökenli öğretmenler göreve kabul edilirken, onun müdürlüğü ile birlikte daha çok Türk kökenli ama İngiltere ve Amerika'da eğitim görmüş öğretmenler kabul edilmeye başlanmıştır.
    1968 yılında okulun yeni pansiyon binası inşaası bitmiş, 1976 yılına girildiğinde yeni ana bina hizmete girmiştir. Bu tarihte okulun adı bakanlık kararı ile değiştirilmiş "Kadıköy Anadolu Lisesi" yapılmıştır. 1991-1992 yılında hazırlık sınıfı iki yıla çıkarılan okul, 2002-2003 eğitim yılından itibaren 1 yıl İngilizce hazırlık 4 yıl lise olarak eğitim-öğretim hayatına devam etmektedir.
    Okul 2010-2011 öğretim yılından başlayarak Fransızca eğitimine son vermiştir.